Sehr geehrter Herr Oberbürgermeister,
Verehrte DİTİB Vertreter,
Liebe Karlsruherinnen und Karlsruher,

Karlsruhe Büyükşehir Belediyesine, Almanya’daki değişik toplum kesimlerini bir araya getiren böyle bir etkinlik düzenlediği için Türk toplumu ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Bu çerçevede “Birlik Çadırı” etkinliğini düzenleyen DİTİB Baden Bölge Başkanlığını tebrik ederim.

Farklı din, dil ve kültürlerin bir arada yaşamak durumunda olduğu Almanya’da, bu tür etkinliklerin düzenlenmesi son derece yararlı olmaktadır. Zira birbirlerinin kültürünü anlama yönünde teşvik edilmeyen toplumlarda, birlikte yaşamayı zora sokan sıkıntılar ortaya çıkmakta, toplumsal düzen ve dirlik tehlikeye düşebilmektedir.

Ben Almanya’da milyonlarca vatandaşı bulunan bir ülkenin temsilcisiyim. Vatandaşları, ırkçı saldırılara hedef olmuş bir ülkenin başkonsolosuyum. Ancak, bugün özellikle şunu vurgulamak istiyorum. Hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve ırkçılık olgusuyla mücadele sadece ülkelerin veya kurumların değil insan olmanın gereğidir.

Zira motif ne olursa olsun, mağdur kim olursa olsun, tehdit demokrasiye ve tüm insanlığa yöneliktir. Irkçılık insanlık suçudur. Bu suçlar, örgütlü veya örgütsüz, etnik veya mezhepsel temelde aşırılık olarak karşınıza çıkabilir. Günlük hayatta da, siyasette de, medyada da her an karşılaşabiliriz. Önemli olan bu eğilimdeki kişilere, gruplara ve söylemlere hep birlikte karşı koymak, cesur ve onurlu bir duruş sergileyebilmektir.

Günümüzde Avrupa kıtasında ırkçılığın giderek artması endişe vericidir. Ancak, “Karlsruher Wochen gegen Rassismus” etkinliğine ve bugünkü “Birlik Çadırı” gibi faaliyete iştirak eden kişi ve kurumların mevcudiyeti gelecek açısından iyimser olmamıza imkân vermektedir. Karlsruhe Büyükşehir Belediyesinin öncülüğünde düzenlenen bu son derece faydalı etkinliğin benzerlerinin Almanya ve Avrupa çapında yaygınlaşması halinde ırkçı eğilimlere karşı en güzel cevabın verilmiş olacağını söylemek isterim.

Irkçılığı karşı sadece polisiye önlemlerle mücadele etmenin yeterli olmadığı görülmektedir. Bugün yasaklanan bir grup veya bir parti yarın başka bir isimle tekrar ortaya çıkabilmektedir. Beraber yaşamanın önündeki başlıca engeller olan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve son dönemde gündeme gelen İslam’dan korkma (İslamofobi) gibi olguların topluma yayılmasının önlenmesi önem taşımaktadır. Karşılıklı anlayış ve bilgilendirme, temelinde korku olan bu eğilimlerin panzehiridir.

Bu noktada, din adamlarına, siyasetçilere, sanatçılara, bürokratlara, yani toplumun kanaat önderlerine önemli görevler düşmektedir. Barış içinde, birlikte yaşamak Almanya’ya daha fazla refah getirecek, daha fazla güç kazandıracaktır. Bütün bir hafta sürecek olan bu etkinlik bu bakımdan önemlidir.

Bu vesileyle Karlsruhe Büyükşehir Belediye Başkanına bir kez daha teşekkür eder, herkese selam ve saygılarımı sunarım.